Yeni Bir Kalkınma Modeli Olarak Kamu Vatandaş İşbirliği (KAVİ) Projesi Nedir? Nasıl Uygulanabilir?
Yeni Kalkınma Modeli KAVİ: Kamu Vatandaş İşbirliği Projeleri
GİRİŞ:
Ülkemizde ve dünyada son 200 yıldır en vahşi şekliyle uygulanan kapitalizm artık tıkanmış bulunmaktadır. Bugüne kadar kapitalist sistem tıkandığında genellikle savaşlar ile çıkış bulmuş ve son 100 yıl içinde 2 dünya savaşına neden olmuştur. Bugün de maalesef dünyada 1. ve 2. Dünya savaşı öncesinde yaşanan koşullar yaşanmaktadır. Her iki savaş sonucunda milyonlarca hayat bir hiç uğruna yok olurken, paranın sahipleri yıkılan dünyanın yeniden inşa sürecinde daha da zengin olmuştur. Sadece zengin olmakla da kalmamış, ayrıca sistemin kontrolünü tamamen ellerine geçirmişlerdir.
Öyle ki bugün tüm dünya üniversitelerinde iktisat diye kendi sistemlerinin kitaplarını okutmayı başarmışlardır. Günümüzde Türkiye dahil tüm dünya üniversitelerinde iktisat diye okutulan kitaplar aslında mevcut sistem sahiplerinin (küreselcilerin) ekonomi modelinden başka bir şey değildir. Tamamen faize dayalı olarak kurulan ve genellikle belli bir dine mensup (Yahudi) sermaye sahiplerinin istekleri doğrultusunda şekillendirilen ekonomik sistem, dünyada sanki tek ekonomik model olarak dayatılmaktadır. Bunun aksine bir şey söyleyenler sanki absürt bir şey demiş gibi dışlanmakta ve sermayeyi elinde bulunduranlar ile onların taşeronları tarafından linç edilmektedirler. Oysa ki biraz akıl sahibi biri, bize okutulan kitapların gerçekte bir iktisat teorisi olmayıp, paranın sahiplerinin sermaye ve insanlar üzerindeki kontrolünü artıran bir modeli olduğunu anlar. Sadece anlamakla kalmayıp buna alternatif bir model geliştirme derdine düşer.
Bu nedenle bugünkü yazımızda mevcut kalkınma modellerine alternatif olabilecek bir kalkınma modeli geliştirme çabası içerisinde olacağız. Yazımızın ilk bölümünde Kamu Vatandaş İşbirliği (KAVİ) Projesinin ne olduğu anlatılmaya çalışılacak, daha sonra KAVİ projesinin Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) ve Gelir Ortaklığı Senedi (GOS) gibi uygulamalardan farkının ne olduğu anlatılacaktır. Umarım devletimiz ve milletimiz için hayırlara vesile olur.
KAMU VATANDAŞ İŞBİRLİĞİ PROJESİ (KAVİ) NEDİR? NASIL UYGULANABİLİR?
Ülkemizin ve dünyanın yeni bir kalkınma modeline ihtiyacı olduğu kesin. Mevcut kapitalist sistemde zengin daha da zenginleşirken orta sınıf hızla aşağı gitmiş, zenginler ile fakirler arasındaki uçurum artmıştır. Öyle ki dünyadaki en zengin bir avuç kişinin serveti dünyanın yarısının servetinden daha fazladır.
Artık ülkemizde ve dünyada ekonominin sadece faiz, borsa ve döviz kurları üçgeninden ibaret olmadığı gerçeğini görmemiz ve mevcut sisteme alternatif yeni modeller üzerinde çalışmamız gerekmektedir. Yeni kalkınma modeli, üretim olmadan tüketim olmayacağı bilinciyle, sanal dünyadan ziyade reel sektörü öncelemeli ve somut üretim üzerine kurulmalıdır. Yeni kurulacak olan sistemde vatandaş sisteme bir şekilde entegre edilmeli, onlara helalinden kazanç sağlayabilecekleri ve kendilerini güvende hissedebilecekleri bir ortam hazırlanmalıdır. Bu bağlamda bizim yeni ekonomik model önerimizin adı KAVİ; diğer bir ifade ile Kamu Vatandaş İşbirliği Projesi.
Peki nedir KAVİ? Diğer kalkınma modellerinden farkı ne? KAVİ Projesi kısaca, devletin en fazla ihtiyaç duyduğu ve ekonomik olarak değer üretebilecek yatırım alanlarında, vatandaşların da bu yatırımlara ortak ederek yatırımlarını gerçekleştirme projesidir. Burada devlet öncü olacak, yatırımları planlayacak, halka çağrıda bulunacak ve yatırımları mümkün olduğu kadar sermayeyi tabana yayarak gerçekleştirecektir. Elde edilecek olan gelir ise belli bir paylaşım oranında devlet ile hissedarlar (yani vatandaşlar) arasında paylaşılacaktır. Bu projede ülke öncelikleri göz önüne alınarak planlama yapılacak, yatırımcıların hisseleri değer açısından reel olarak korunacak ve belli bir süre sonra hisselerini satmak isteyenlere devlet alım garantisi verecektir.
İsterseniz bu hususu biraz daha somutlaştıralım. KAVİ projesinde devlet bir baraj, Otoyol, GES, RES, sağlık veya savunma sanayindeki herhangi bir projesi için öncelikle fizibilite çalışması yapacaktır. Daha sonra öngörülen maliyeti, yapım süresini, alım garantisi olup olmadığını, elde edilmesi muhtemel kar miktarını ve bu karın ne kadarının dağıtılacağını vatandaşlarına duyuracaktır.
Daha sonra bu projeye ortak olmak isteyen vatandaşlara çağrıda bulunacaktır. Ortaklık sisteminde bireysel talepten toplu taleplere ve kişilerden şirketlere doğru bir talep toplama işlemi yapılacaktır. Yani diyelim ki 1.000.000 kişi hisse alımı için başvurmuşsa bunların öncelikle gerçek kişilerden tek hisse talep edenlerin talepleri karşılanacak, daha sonra birden fazla hisse talep edenlere satış yapılacaktır. Bunu yapmaktan maksat sermayeyi mümkün olduğunca tabana yaymaktır. Eğer ki bireysel talepler toplandıktan sonra kalan hisse olursa, bu hisseler de öncelikle özel şirketlere veya kurumlara satılacaktır. Sermaye toplama ve ortaklık için duyuru yapıldıktan sonra yatırım için gerekli sermaye miktarının tamamı için gerekli olan hisselerin bir kısmı satılamazsa, kalan kısım hisselerin bir kamu şirketine satılmasıyla karşılanacak ve yatırım hızlı bir şekilde tamamlanacaktır. Elde edilecek olan gelirin masraflar ve vergiler düştükten sonra kalan net miktarının %80’i hissedarlara ortaklık payına göre dağıtılacak, kalan %20 ise işletme hakkı olarak devlete kalacaktır.
İlk bakışta bildiğimiz bir MÜŞAREKE SİSTEMİYLE yatırım planlaması gibi görünse de KAVİ projesinin normal ortaklık yatırım projelerinden ayırt edici özellikleri bulunmaktadır. Öncelikle bizim öngördüğümüz KAVİ projesinin olmazsa olmaz şartı her bir hissenin değerinin 1 gr 24 ayar altın olarak belirlenmesidir. Yani devlet her hisseyi 1 gr 24 ayar altın değerinden vatandaşlarına satacak ve 5 yıl sonra isteyen vatandaşların hisselerini 1 gr altının o günkü değeri üzerinden satın alma garantisi verecektir. Ayrıca yatırımcıların daha erken dönemde bu hisselerini satmak istemeleri durumunda bu hisselerini borsada satma imkânı da verilebilir. Böylelikle acil nakde ihtiyacı olan vatandaşlar hisselerini borsa aracılığıyla satarak bu ihtiyaçlarını karşılayabilir.
Bu sayede devlet, yatırımlar için ihtiyaç duyduğu finansmanı cebinden 5 kuruş çıkmadan sağlayabildiği gibi, elde edilecek gelirin %20’ine de sahip olma imkânı elde ederek çift yönlü bir kazanç elde edecektir. Yatırımlar için bütçeden para çıkmadığı için buraya ayrılacak olan kaynak ülkenin diğer ihtiyaçları için kullanılabilecektir. Ayrıca istenilmesi durumunda belli bir yılın sonunda bu yatırımların tamamen kamuya intikali sağlanabilecektir.
Öte yandan yatırımların KAVİ yöntemi ile yapılması durumunda devlet, KÖİ projelerinde karşılaştığımız “ben bu yoldan geçmiyorsam neden bedelini ödeyeyim” tarzı, bize göre mantıksız ama kamuoyunda çokça gündeme gelen eleştirilerden de kurtulacaktır. Çünkü bu yatırımlara Edirne’den Kars’a, Sinop’tan Hatay’a kadar, ülkenin doğusundan batısına, güneyinden kuzeyine herkes ortak olabilecektir. Yani kullanmasa bile hissedarı olduğu için şikâyet etmeyecektir. Ayrıca KÖİ projelerinde karşılaşılan pahalılıktan şikâyetler de azalacaktır. Çünkü bu ürünün fiyatı devlete ve vatandaşa kazan-kazan ilkesi çerçevesinde belirlenecektir. Diyelim ki yine de alım gücüne göre pahalı bile gelse, KAVİ projesinde sermaye tabana yayılacağı ve birçok kişinin bu projelerden kâr payı olarak elde edeceği gelir yine kendisine döneceği için reel olarak kendisine dokunan bir şey olmayacaktır. Aslında bir nevi bu ürünün alıcısı da satıcısı da vatandaşın kendisi olmaktadır.
Vatandaş açısından bakıldığında ise ülkesinin kalkınmasına katkıda bulunmanın hazzını yaşamanın yanında helalinden gelir elde etme imkanına kavuşacaktır. Ayrıca her hisse 1 gr 24 ayar saf altın olarak belirleneceği için hisselerinin değer kaybı endişesi yaşamayacaktır. Çünkü devlet 5. yılın sonunda isteyen vatandaşlardan hisselerini 1 gr 24 ayar saf altın olarak fiziki veya rayiç değerini ödeyerek satın almayı garanti edecektir. Altın tasarruflarını evde saklama derdinden kurtularak çalınma riski olmaksızın bunları güvenli olarak saklama imkanını elde edecektir. Özellikle yastık altı altınların sisteme kazandırılmasıyla, çalınma ve değerini kaybetme korkusu olmaksızın devletin garantisinde tasarruflarını koruma ve ek gelir elde etme imkânı elde edeceklerdir.
Bunlardan daha önemlisi KAVİ projeleriyle tüm dünyaya ekonominin faiz, döviz, kripto para ve borsadan ibaret olmadığı gösterilerek, küreselcilerin mevcut sistemine alternatif kalkınma ve yatırım modelleri oluşturulmasına zemin hazırlayabileceğiz. Reel ekonomi yerli kaynaklarla desteklenerek ülkenin acil ihtiyaç duyduğu yatırımlar faizle borçlanmaya gerek kalmaksızın hızlı bir şekilde hayata geçirilebilecektir.
Tabi ki bu tarz projelerin başarılı olabilmesi ve herhangi bir sabotaja kurban edilmemesi için bazı düzenlemelerin yapılmasına da ihtiyaç bulunmaktadır. Öncelikle devlet bu kapsamda yapacağı yatırımlarda çok şeffaf olmalı vatandaşa güven vermelidir. Yatırımın süresinden çalıştırılacak olan personele, elde edilmesi düşünülen gelirden dağıtılacak olan kar payına kadar her husus en ince detayına kadar planlanmalı ve şeffaf bir şekilde belirli aralıklarla kamuoyuna duyurulmalıdır. Olası öngörülmedik durumlarda devletin (A), (B) ve (C) planları oluşturulmalı ve hızlı kararlar alınarak anında uygulamaya konulmalıdır. Bu şekilde oluşturulacak olan kurumların başına profesyonel yöneticiler atanmalı, aday gösterilmeyen siyasilerin ve iş bilmeyen bürokratların ek gelir elde ettiği yerler haline getirilmemelidir. Kamuda olduğu gibi gereğinden fazla işçi ve memur istihdam edilerek bu işletmeler şişirilmemelidir. İkinci olarak bu kapsamda yapılacak olan yatırımlarda öncelikle yatırım süresi kısa sürede tamamlanacak olan Güneş Enerji Santrali (GES) ve Rüzgar Enerjisi Santrali gibi (RES) gibi ülkemizin ihtiyaç duyduğu alanlar seçilmeli ve başarılı olan projeler kamuoyuyla paylaşılarak gelecek yatırımlar için kamuoyunun güveni tesis edilmelidir.
Ayrıca bu projeler kapsamındaki yatırımların gerçekleştirilmesi aşamasında işletmenin yatırım kapsamındaki satın alacağı malzemeler KDV ve ÖTV’den istisna edilebilir. Bu işletmeler için 5 yıllığına kurumlar vergisinden ve dağıtılacak olan kar payları da aynı süre boyunca stopajdan muaf tutulabilir. Zaten devletin elde edeceği %20'lik gelir veya kar payı kurumlar vergisinin oranına eşittir. (Kurumlar vergisi bu yıl %25 ve %30’dur ama geçici olduğu için dikkate alınmamıştır). Bu nedenle reel olarak bir vergi kaybı da olmayacaktır.
Beşinci yıl sonunda ise devletin hisseleri satın alma garantisi olduğundan bu muafiyetler yavaş yavaş kaldırılarak vatandaşın hissesini satması teşvik edilebilir. Yani 5. Yılın sonunda kurumlar vergisi ve kâr payı dağıtımlarında stopaj muafiyeti kaldırılabilir. Böylelikle devlet elde edeceği %20 kâr payı yanında %20 kurumlar vergisi de elde edeceği için şirket hisselerini almak için ekstra bir kaynak kullanma zorunda kalmayacaktır. Vatandaş ise vergiden sonra alacağı kâr payı biraz düşeceği için hissesini devlete devretmekte veya borsa da satmakta daha istekli olacaktır.
Eğer ki rasyonel bir şekilde değerlendirilirse devlet kasasından hiç para çıkmadan bu yatırımları gerçekleştirdiği gibi yine kasasında hiç para çıkmadan sadece bu yatırımlardan elde edeceği gelir ile bu firmaları 5. yılın sonunda kamuya kazandırabilir.
KAVİ Projeleri Hangi Alanlarda Uygulanabilir?
Bu sistem istenilmesi halinde başta enerji yatırımları olmak üzere köprü, otoyol, konut inşası, hızlı tren yapımı ve sağlık alanında ilaç ve medikal ürün üretimi gibi ekonomik değer üretme potansiyeli olan her alanda çok rahatlıkla planlanıp uygulanabilir. Hatta istenilmesi halinde mevcut yapılmış olan köprü ve otoyolların Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) sisteminden Kamu Vatandaş İşbirliğine (KAVİ) çevirmek için de kullanılabilir. Bu sayede bütçeden her sene garanti geçiş için ödenen para peşin olarak bu köprü ve otoyol işletmecilerine ödenerek bütçeden tasarruf edilebilir. Yani KÖİ firmaları ile anlaşılması durumunda, bu otoyol ve köprü işletmecilerine işletme süresince verilmesi garanti edilen ücret, firmanın bu işletme döneminde yapması gereken personel, yol bakım ve onarım gibi muhtemel masraflar düşüldükten sonra kendilerine ödenerek KÖİ projeleri KAVİ projesine çevrilebilir.
Ancak bu çevirme işleminde Hazineye yük binmemesi için otoyol ve köprü geçişlerinde fiyat daha makul seviyeye indirilerek garanti geçiş uygulamasının kaldırılması veya makul seviyeye indirilmesi gerekmektedir. Örneğin Osmangazi Köprüsünden geçişler 100 TL gibi makul bir fiyata indirilerek günlük araç garantisi de kaldırılabilir. Bu sayede vatandaşlar helalinden para kazanma ve mevcut tasarruflarının değerini koruma imkanına kavuşurken, Devlet de garanti geçiş ücreti yükünden kurtulacak, elde edilen geçiş gelirinin %20’sini doğrudan gelir olarak tahsil edecek ve en az 5 yıl vatandaşlara altın hisselerini ödemeyeceği için cebinden hiç para çıkmadan daha kısa sürede bu yatırımların kamuya intikalini sağlayacaktır. Aynı zamanda köprü ve otoyol ücretlerindeki vatandaş şikayetleri de fiyatların makul seviyeye inmesiyle son bulacaktır. Bu sayede garanti geçişlerden elde edilecek olan tasarruf ile de deprem finansmanı için kaynak üretilecek ve devletin borçlanma ihtiyacı azalacaktır.
Ancak, her ne kadar KAVİ projeleri yukarıda anlatıldığı gibi KÖİ’lerin KAVİ’ye çevrilmesinde de kullanılabilir olsa da, bizim tercihimiz, mevcut yatırımlar zaten yapıldığı için ülkemize katma değer katacak olan yeni yatırım projelerinde KAVİ’nin uygulanmasının daha doğru olacağı yönündedir. Zaten KÖİ projelerinin birçoğunun işletme süreleri oldukça azaldığından yakın gelecekte devlete yük olmaktan çıkacaktır. Bu nedenle KAVİ’nin yeni ve istihdam oluşturan ve ülkenin bir eksiğini giderecek olan yatırımlar da kullanılması daha sağlıklı olacaktır.
ÖRNEK KAVİ PROJESİ UYGULAMASI ve ETKİ ANALİZİ
Şimdi bu kapsamda yapılabilecek olan yatırımlar için basit bir örnek vererek etki analizini yapmaya çalışalım. Örneğimiz Güneş Enerji Santrali (GES) üzerine olsun. Burada vereceğimiz rakamlar gerçek rakamlardan değişiklik gösterebilir, biz sadece kafada canlandırmak için farazi bir basit bir örneklem inşa etmeye çalışacağız. Bu kapsamda KAVİ kapsamında yapılacak GES Projesinin duyurusu genel hatlarıyla aşağıdaki gibi yapılabilir.
KAVİ Kapsamında Yapılacak GES Projesi Yatırım Duyurusu: (ÖRNEKTİR)
- 100 MW gücünde Güneş Enerjisi Yatırımı yapılacaktır.
- Yatırım yapılacak il Konya, yatırım süresi 6 aydır. Tam kapasite olarak üretime başlanılması planlanan tarih 01.01.2024 olup, etap etap tamamlanmasıyla birlikte elektrik satışı 2023 yılı içinde başlayacaktır.
- Yatırım için gerekli olan arazi miktarı 2.000 dönüm Hazine tarafından karşılanacaktır.
- Yatırım maliyeti 75 milyon dolar, bugünkü kur ile 2.025.000.000,00 TL’dir (İki milyar yirmibeş milyon TL)
- Bir hisse değeri 1 gr 24 ayar saf altındır.
- Satılması planlanan hisse adedi 1.200.000 hisse/gr altındır. Hisse alımı için ödemeler fiziki altın olarak yapılabileceği gibi, alım tarihinde İstanbul Altın Borsasında fiziki altın satış bedeli ödenerek de yapılabilecektir.
- Hisselerin geri alım garantisi: 01.01.2029 tarihinden itibaren hissesini satmak isteyen vatandaş ve hissedarların hissesi, her bir hisse değeri satım tarihindeki 1 gr 24 ayar altının İstanbul Altın Borsasında belirlenen rayiç değeri üzerinden Hazine tarafından satın alınacaktır.
- Hisselerin borsada satış izni 01.01.2024 tarihinde başlayacaktır. İsteyen vatandaşlar, 2024 yılı başından itibaren hisselerini borsada her bir hisse değeri 1 gr 24 ayar saf altın olacak şekilde arz ederek satabilecektir.
- Yatırım sonucu üretilmesi planlanan elektrik miktarı yıllık 150.000.000 kwh’tir (+/- %10).
- Üretilen elektriğin tamamı TEDAŞ tarafından satın alınacaktır. 2024 yılı için 1 kwh elektrik için ödenecek olan bedel 2 TL/kwh+KDV olup, her yıl CB kararıyla bu fiyatlar enflasyon verileri baz alınarak yeniden değerleme oranında artırılacaktır.
- Yıllık elde edilmesi planlanan gelir miktarı (2024 yılı için) 300.000.000,00 TL
- Kar dağıtım oranı %20 devlet, %80 hissedarlar olacak şekilde yapılacaktır. İşletme, yatırım tarihinden itibaren 5 yıl kurumlar vergisinden muaf olduğundan KDV hariç elde edilen gelirin tamamı devlet ve hisse sahipleri arasında yukarıda belirtilen oranlar dahilinde dağıtılacaktır. Ayrıca kar dağıtımlarında stopaj oranı ilk 5 yıl için yüzde sıfır olduğundan dağıtılacak olan karın tamamı hissedarın net eline geçen miktar olacaktır.
- 2024 yılında işletme masrafının 50.000.000,00 TL olması beklenmektedir. Masraflar çıktıktan sonra dağıtılması planlanan net gelir miktarı 250.000.000,00 TL olup bunun %20’si yani 50.000.000,00 TL’si devletin, %80’ni 200.000.000,00 hissedarlara ait olacaktır.
- Bir hisse başına yıllık getirinin 166,6 TL (+/- %10) olması beklenmektedir.
- Hisse satışları bireysel talepten toplu talebe, kişisel talepten kurumsal talebe doğru yapılacaktır. Yani öncelikle en az hisse satın almak isteyen bireysel yatırımcıya satış yapılacak, daha sonra sıra ile daha fazla hisse almak isteyen gerçek kişilere satış yapılacaktır. Bireysel gerçek kişilere satış ile yatırım için gerekli olan hisse satılamadığı durumda aynı usul ile kurumsal firmalara satış yapılacaktır. Kurumsal satıştan da hisselerin tamamının satılamadığı durumda kalan hisseler Varlık Fonu şirketi tarafından satın alınacak ve kâr payında dağıtımında bu şirkete de hissesi oranında kar dağıtımı yapılacaktır.
KAVİ Kapsamında Yapılacak GES Projesi Yatırımın Etki Analizi:
Yukarıdaki şekilde KAVİ kapsamında yapılacak olan yatırımlar için duyuru yapıldıktan sonra yatırımlara vatandaşların katılımını teşvik etmek için etki analizi yapılarak kamuoyuna duyurulması çok faydalı olacaktır. Burada vatandaşları şu konuda özellikle bilinçlendirmek gerekiyor; “vatandaşların hisseleri asla ve asla değer kaybetmeyecek ve istemeleri durumunda hisselerinin değeri olan 1 gr 24 ayar saf altını fiziki veya o günkü değeri üzerinden devlet yatırımın tamamlanmasından itibaren 5 yıl sonunda satın alacaktır."
Bunun ne anlama geldiği isterseniz bir kez de yukarıdaki KAVİ GES porjesi üzerinden açıklayalım. Her şeyin sabit kaldığı varsayımı altında, 10 gr altını olan yani bugün ki değer ile 17.500 TL parası olan bir vatandaş KAVİ GES projesine ortak olduğu zaman, bu 10 gr altınını fiziken ve değer olarak koruduğu gibi, yıllık 1.666 TL ek gelir elde edecek, 5 yıl sonunda 8.330 TL gelir ile birlikte 10 gr altınını fiziki olarak geri alacak veya TL değerini devlet kendisine ödeyecektir. Yani vatandaş için kaybetmek veya tasarrufunun değerini yitirmesi gibi sorun olmayacağı gibi, tüm fiyatların aynı kaldığı varsayımı altında yıllık altın bazında %9,52 oranında kar elde etme imkanına da kavuşacaktır.
Devlet ise herşeyin sabit kaldığı varsayımı altında, kasasından 5 kuruş çıkmadan yapmış olduğu bu yatırım için yıllık 50 milyon TL, 5 yıl sonunda ise 250 milyon TL gelir elde edecektir. Bu sadece yıllık kâr payı dağıtımından elde edeceği gelir miktarıdır. Bunun yanında elektrik satışları için 2 TL+KDV öngörüldüğünden yıllık bugünün KDV oranları ile 60 milyon TL KDV geliri de elde edecektir. Yani devletin kasasına KDV+kar payı olarak yıllık 110 milyon TL girecek, 5 yılın sonunda devletin kasasına girecek olan net gelir miktarı kâr payı ve KDV olarak 550 milyon TL olacaktır. Diğer bir ifade ile yatırım bedeli olan 2 milyar TL’nin %27,16’sını devlet 5 yılın sonunda elde etmiş olacaktır.
Ayrıca kasasından herhangi bir para çıkmadan ek istihdam oluşturacak, gerek yapım aşamasında gerekse de işletme aşamasında çalıştırılacak olan insanların hem gelir elde etmesini hem de vergi ve SGK primleri ile devlete katkıda bulunmasını sağlayacaktır.
Hisselerin 5 yılın sonunda devlet tarafından satın alınma garantisi konusunda ise devletin eli oldukça rahat olacaktır. Çünkü daha yatırım aşamasında hisselerin borsada satılmasına imkân verileceği için birçok kişi muhtemelen devletin satın almasından ziyade borsada hisselerini satmak isteyecektir. Borsa yatırımcıları ise temettü dağıtımı garanti edildiğinden zaten bu şekilde karlı ve hisse senedinin değerinin garanti edildiği bir yatırıma teveccüh edeceklerdir.
Diyelim ki bu beklentimiz olmadı ve 5 yılın sonunda tüm hissedarlar hissesini satarak fiziki altına dönmek istediler. Her şeyin sabit kaldığı varsayımı altında zaten devlet yıllık 50 milyon 5 yıl içinde de bu işletmeden 250 milyon TL kar payı, elektrik satışlarından KDV olarak da 300 milyon TL vergi geliri olmak üzere toplam 550 milyon TL kazanacağı için yaklaşık 315.000 gr/ hisseyi buradan elde edeceği gelirden ödeme imkanına zaten kavuşmuş olacaktır. Diğer hisseler için kasasından para çıksa bile ertesi yıl elde edilecek olan 250 milyon gelirin tamamı kendisine kalacağı için KDV ile birlikte yıllık net 310 milyon gelir elde edecek ve yaklaşık 4 yılın sonunda da ödemiş olduğu tüm hisseleri bedellerini amorti etme imkanına kavuşacaktır. Yani devlet bir nevi bir yatırımı 5 faizsiz bir şekilde vatandaşına borçlanarak yapmış olacak, 5 yılın sonunda buradan elde etmiş olduğu gelirle bu yatırımın yaklaşık %27’ssini kasasından hiç para çıkmadan ödemiş olacaktır. Geri kalan %73 hisse ise faizsiz bir şekilde ödeneceği için devlet çok avantajlı bir yatırım gerçekleşmiş olacaktır.
Gelelim bu yatırımın ülkemize diğer faydalarına: Yıllık 56.000 ağaç eşdeğeri 150.000 ton karbon salınımının önüne geçilecektir. Böylece ülkemize ve dünyaya çevreci bir yatırım kazandırılmış olacaktır. Aynı zamanda 75.000 hanenin ev elektrik ihtiyacı yerli ve milli kaynaklardan karşılanmış olacaktır. Bu aynı zamanda enerji arz güvenliğini de kısmen de olsa garanti etme anlamına gelecektir.
1 kwh elektrik üretmek için kullanılması gereken doğalgaz miktarı yaklaşık 0,213 metreküptür. Yani yaklaşık 1 metreküp doğalgaz ile 5 kwh elektrik üretilebilmektedir. Yıllık 150.000.000 kwh elektrik üretileceği göz önüne alındığında bu yatırım dolayısıyla yıllık 30 milyon metreküp doğalgaz ithalatının önüne geçilecektir. Doğalgaz fiyatları için 1000 metreküp için ortalama 500 dolar bile ödenmiş olsa yıllık 15 milyon dolarlık (yaklaşık 405 milyon TL’lik) ithalatın önüne geçilmiş, cari açığın az da olsa kapanmasına katkıda bulunulmuş olacaktır.
Bu arada biz tüm KAVİ projelerinde fiyatlamaların TL olarak yapılmasını öngörüyoruz. Çünkü otoyol projelerinde olduğu gibi Dolar veya Euro bazlı fiyatlama yapıldığında, öngörülmeyen devalüasyon durumlarında vatandaşa bu fiyatlar ağır geldiğinden, projelerden istenilen verim alınamamakta ve devlet bütçesinden büyük miktarlarda para çıkabilmektedir. Gerçi KAVİ projelerinde zam vatandaşlara bir nevi kâr payı olarak döndüğünden YİD gibi etkisi olmayabilir. Ancak devleti ve vatandaşları riske atmanın bir anlamı yok. Bu nedenle KAVİ projelerinde fiyatlama TL olarak yapılacağından kura bağlı dalgalanmaların da önüne geçilecektir. Örneğimizde bu fiyatlama mekanizması bir nevi enerji fiyatlarında regülatör görevi de görecektir. Enflasyona bağlı olarak ertesi yıl yapılacak olan zam ise hem hissedar olan vatandaşa hem de devlete kazandıracağından toplumda çok tepki çekmeyecek kazan-kazan ilkesi doğrultusunda her kesim kazanacaktır.
Bu ve benzeri birçok etki analizi yapılarak KAVİ projelerinin avantajları sıralanabilir. Ancak KAVİ projelerinde her proje kendi içinde değerlendirilmeli ve planlanmalıdır. Yani otoyol, baraj, hızlı tren, savunma sanayi, tarım gibi her sektörde uygulanabilecek olan KAVİ’nin başarılı olabilmesi için her projenin kendine has özellikleri düşünülerek planlanması gerekmektedir. Çünkü bir baraj ve otoyol projesinin yatırım süresi daha uzundur. Tarım sektörünün iklimden ve lojistikten kaynaklanan farklı riskleri bulunmaktadır. Ancak her sektör için istenilmesi halinde güzel bir planlama ile riskleri en aza indirip bu yeni kalkınma modelinden istifade edilebilir. Yeter ki istenilsin, yeter ki iş ehil ve dürüst insanlarla yapılsın.
SONUÇ:
Basit bir şekilde anlatmaya çalıştığımız KAVİ projeleri vatandaşlarımıza borsa, faiz ve döviz gibi alanların dışında vatandaşlarımıza yeni ve alternatif bir yatırım imkanı kazandırmaktadır. Böylelikle devlet ihtiyaç duyduğu alanlarda yatırımlarını bütçeden para çıkmadan, belli firmalara para aktarıyor dedikodusu ile karşılaşmadan, vatandaşlarını da ortak ederek gerçekleştirme imkanı elde etmektedir. Güzel bir planlama ile hemen her alanda uygulanabileceğini düşündüğümüz KAVİ projeleri hem ülkemiz için hem de tüm dünya için yeni bir kalkınma modeli olmaya aday diye düşünmekteyiz.
Aslında yazımızın başında KAVİ projelerinin Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) ve Gelir Ortaklığı Senetlerinden (GOS) farklarını da anlatmayı planlıyorduk. Ancak yazımız örnek uygulama ve etki analizleri nedeniyle oldukça uzadı. Yazımızı daha fazla uzatmama adına bu husustaki yazılarımızı gelecek makalelerimizde anlatmak galiba daha doğru olacak. Gelecek yazılarımızda görüşmek dileğiyle....
Allah’a emanet olunuz.
Ömer DEMİRDAŞ
Volkan Koçpınar
Maşallah barekallah değerli fikirlerinizi ve yazılarınızı takdir ederek takip ediyorum ve etrafıma neşrediyorum. .
FİKİR ANALİZİ
Teşekkür ederiz Volkan bey, çok sağolun
Harun Azı
Başarılı.
FİKİR ANALİZİ
Teşekkür ederiz