İsrail 2028'de Yıkılabilir! Tarihte Hiçbir Yahudi Devleti 80 Yıldan Daha Fazla Yaşamadı! Yahudilerin 80 Yıl Korkusu

İsrail 2028'de Yıkılabilir! Tarihte Hiçbir Yahudi Devleti 80 Yıldan Daha Fazla Yaşamadı! Yahudilerin 80 Yıl Korkusu

Sizlere birisi İsrail’in ömrü 2028’i bulmayabilir dedi desem muhtemelen bu sözün ya Muhyiddini Arabi Hz gibi İslam Alimlerinden birine veya Nostradamus gibi kehanette bulunanlardan birine ait olduğunu zannedersiniz. Ama bu söz herhangi bir Müslüman alime veya bir kahine değil bizzat Yahudi birine aittir. Üstelik bu Yahudi sıradan birisi de değil! İsrail’de İçişleri, Dışişleri ve Savunma Bakanı olarak görev yapan, Genel Kurmay Başkanlığı’ndan sonra 1999’da İşçi Partisi lideri olarak Başbakan olan Ehud BARAK.

Ehud BARAK 7 Ekim Aksa Tufanı operasyonundan yaklaşık 1,5 yıl önce İsrail’de yayınlanan bir gazetede özetle şöyle diyor;

Kral Davut ve Haşmonayim hanedanlığı döneminde kurulan Yahudi devletleri kuruluşlarının 80. yılında, diğer devletler ise 80 yılını göremeden dağılıp gitti. Şimdiki İsrail devleti de kuruluşunun 80. yılına (2028) yaklaşıyor. İsrail’in kaderinde seksen ya da seksenli yıllar laneti olabilir.”  

Benzer söylemleri Ehud BARAK’tan birkaç yıl önce şuan Gazze katliamının baş sorumlusu katil Netanyahu dile getirmiştir. Ancak o, İsrailin 80. yıl lanetini aşarak 100. Kuruluş Yıl Dönümünü kutlayacağını umduğunu söylemiştir. Ama Netanyahu yaşamış olduğu bu tedirginliğe rağmen, 7 EKİM Aksa Tufanından sonra başlattığı soykırımdan sonra İşaya kehanetine sığınmış ve tüm milletlerin Yahudilere ram olacağını iddia etmiştir. Ancak her ne kadar şuan için inkar edip başka yalanlarının arkasına sığınsa da, o da çok iyi biliyor ki hemen hemen hiçbir Yahudi devleti 80 yıldan daha fazla yaşamadı ve tarih tekerrürden ibarettir.

Aslında gerek Ehud BARAK’ın gerekse de katil NETANYAHU’nun  80 yıl sendromu ile ifade ettikleri bu gerçeği Hamasın efsanevi lideri Şeyh Ahmed Yasin de 1999 yılında El-Cezire Televizyonuna verdiği demeçte ifade etmişti. Şeyh Ahmed Yasin İsrail’in zulüm ve gasp üzerine kurulduğunu, zulüm ve gasp üzerine kurulan devletlerin kaderinin yıkılmak olduğunu çok net ifadelerle ifade ettikten sonra, devletlerin de insanlar gibi doğup, büyümeye ve ölmeye mahkum olduğunu, dünyada hiçbir gücün ilelebet gücünü muhafaza edemeyeceğini, İsrail’in 2027’den sonra tarih sayfasından silineceğini söylüyor. Yahudilerin güçlerinden dolayı çok kibirli, kendilerinin ise zayıflıklarından dolayı tedirgin olduklarını, ancak Allah’ın iradesinin galip geleceğini ve zamanı geldiğinde, aynen bugün Suriye’de olduğu gibi, çok kısa sürede İsrail’in de yok olup gideceğini ifade etmişti.

Peki her iddia ispat ister ilkesi gereğince gerçekten İsrail 2028’den sonrasını göremeyecek mi? Aslında bunu destekleyen pek çok kanıt ve ilke var. Birincisi tarihe baktığımız zaman tarih bize bunun böyle olacağını söylüyor zaten. Her ne kadar biz tarihi geçmiş olayları anlatan bilim dalı olarak görsek de aslında tarih gelecek bilimidir. Yani insanların tarihi aynı zaman da gelecekleridir aslında. Bugüne kadar Ehud BARAK ve NETANYAHU’nun da itiraf ettiği gibi hiçbir Yahudi devleti 80 yıldan daha fazla yaşamadıysa kuvvetle muhtemel ki İsrail terör devleti de 80 yıldan daha fazla yaşayamayacaktır.

İkinci olarak Devletler küfür ile ayakta durur ama zulüm ile duramaz. Bugün İsrail’in dünyanın gözü önünde soykırım suçu işlemektedir. Yani açıkça Filistinli kardeşlerimize zulmetmektedir. Aslında Yahudiler birinci dünya savaşından sonra 1917'de ilan edilen Balfour Deklarasyonundan beridir Müslümanlara zulmediyorlar. 1917’den sonra terör eylemleri ve İngilizlerle işbirliği yaparak koydurdukları yüksek vergilerle Filistin’deki Müslümanlara zulmederek, Müslümanların topraklarını gaspettiler.1948 yılında devletlerini kurduklarından sonra bu zulümlerini devlet eliyle daha sistematik yapmaya başladılar. Ancak bilmedikleri veya umursamadıkları gerçek şudur ki zulüm yapmak insan fıtratına ters bir durumdur ve zulüm üzerine kurulmuş devletlerin ve ideolojilerin ömrü ortalama bir beşerin ömrü kadardır. Bunu tarih söylüyor bize. Bakın komünizm 1917’de kuruldu ama ömrü 74 yıl sürebildi ve 1991’e dağıldı. Çünkü Sovyetler Birliği gerek devlet olarak gerek ideoloji olarak kabul ettiği komünizm ile zulüm üzerine kurulmuştu ve vasati bir insan ömrü kadar dünyada var oldu ve sonra bir anda yıkılıp gitti.

Aynı şekilde İsrail de zulüm ve gasp üzerine kurulmuş bir terör devletidir ve 7 Ekim sonrasında bu zulmü daha da artmış ve ayyuka çıkmıştır. Hz. Ali (R.a) Efendimizin bir sözü var; “Zalimin sonu yaklaştığında zulmü artar” diye. Bugün bunların zulmünün arttığını göz önüne aldığımızda ve vasati bir insan ömrünün yaklaşık 80 yıl olduğunu düşündüğümüzde İsrail’in ömrünün de 2028’den çok ileri gidemeyeceğini çok rahatlıkla söyleyebiliriz. Çünkü Fıtrat yalan söylemez. Fıtrata muhalefetin cezası peşindir ve daha bu dünyada iken verilir. İsrail’in kuruluşu ve işleyişi zulüm üzerine ve fıtrata ters olduğu için bunun cezasını bu dünyada çekecektir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.

Üçüncü olarak yine tarihe baktığımızda görüyoruz ki tarih boyunca Yahudiler 79 ülkeden sürülmüştür. Bugün arkalarına sığındıkları veya bir şekilde paranın gücünü kullanarak yönetimini ele geçirdikleri İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, Portekiz, Avusturya, İspanya, Rusya gibi birçok ülke, birden fazla kez Yahudileri sürdüler ve sınır dışı ettiler. Peki neden? ABD’li Yazar Gene Gardner’a göre Yahudilerin tarih boyunca sürekli sürülmelerinin nedeni Yahudilerin ahlaksız, hain ve vicdanlarının ölmüş olması, bulundukları her yerde sürekli fesat çıkarmaları ve her şeyi kendilerine mubah görmeleridir. Gene Gardner Yahudiler üzerine yazmış olduğu kitabında diyor ki; tarihi incelediğimde Yahudilerin açgözlülük, hırsızlık, yalan, manipülasyon ve şüpheli ve tefeci ticari uygulamalarıyla ilgili geçmişini keşfettim. Bugün dünyada insanlığa dayatılmaya çalışılan Radikal eşcinsel hareket (LGBT), radikal feminist hareket ve pornografi endüstrisindeki rollerinin yanı sıra insan nüfusunu azaltmak için kürtajın teşvikine aşırı katkılarını da öğrendim. Bütün bunları yapmalarındaki temel sebep Yahudilerin etno-centrik yapılanmaları, yani sadece etnik bir milliyet üzerinden yapılanmaları ve kendileri dışında herkesi hayvandan aşağı görmeleridir. Yahudilere göre kendileri dışında kalan insanlık Yahudilere hizmet etmek için yaratılmıştır ve bunlara her türlü hile yapmak Yahudiler için mubahtır.

Bulundukları her ülkede bir şekilde organize olarak parayı, medyayı ve akademiyi kontrol ederek bugüne kadar sadece Müslümanları değil tüm insanlığı sömürdüler ve artık bunun da sonuna gelindi. Çünkü bugüne kadar medyanın ve paranın gücünü kullanarak zulümlerini gizleyebiliyorlardı. Ancak özellikle internetin çıkmasından sonra iletişim tek taraflı değil çift taraflı çalışmaya başladı. Artık insanlar özellikle korona sürecinden sonra bunlara karşı uyanmaya başladı. 7 Ekim’den sonra ise maskeleri iyice düştü ve masum bebekleri, kadınları ve insanları nasıl öldürdüklerini, Gazze’de nasıl bir soykırım uyguladıklarını tüm dünya milletleri gördü. Bu ise tüm dünyada Yahudilere olan nefreti artırdı. Bu nefret ve uyanış hızlanarak devam edecek ve Hristiyanlar başta olmak üzere dünya milletleri bunların kendileri yok etmek için tüm medeniyetlerin içini boşalttıklarını daha iyi anlayacak. Bu uyanış sonucu önümüzdeki süreçte Yahudiler kendilerini savunacak veya bunları kabul edecek belki hiçbir devlet bulamayacaklar. Bu ise çok uzak değil belki 2028’e gelmeden gerçekleşerek ve İsrail’in yıkılma sürecini hızlandıracaktır.

Sözün özü, tam olarak 2028’de İsrail gerçekten yıkılır mı yoksa yıkılmaz mı bunu ancak Allah bilir. Ancak daha önce de ifade ettiğim gibi devletler küfür ile ayakta durur ama zulüm ile duramaz. Zulmün tavan yaptığı bu dönem biraz öncede açıklamaya çalıştığım nedenlerle birleştiğinde, bize tam olarak 2028 yılı olmasa bile İsrail’in ömrünün çok uzun olmadığını net bir şekilde göstermektedir.

Son olarak arkadaşlar, bu 80 yıl laneti sendromu Yahudilerde gerçekten bir korku halidir. Ben şahsen şunu bizzat kendi gözlerimle gördüm. Aksa tufanından sonra başlayan katliamları destekleyen Yahudilerle sosyal medyada tartıştığımızda, önce alaycı yaklaşımla sizi küçümsemeye başlıyorlar ve cevap veriyorlardı. Ama ne zaman ki bunlara tarihte kurulan Yahudi devletlerinin nerdeyse hiçbiri 80 yıldan daha fazla yaşamamıştır dediğimde hemen sus pus olup cevap vermeyi bırakıyorlardı. Bu durum bile göstermektedir ki Yahudilerin bilinç altında 80 yılda yıkılma korkusu var.

O zaman ne yapmak lazım? Savaş sadece silahla kazanılmaz aynı zamanda psikolojik savaşı da yürütmek gerekmektedir. Bu nedenle bizlerin Yahudilere 80 yılda yıkılma korkusunu sürekli hatırlatıp bunların psikolojisini bozmamız lazım. Nasıl ki Moğollar bir yeri işgal etmeden önce ajanlarını gönderip, yaptıkları vahşet ve katliamları anlattırarak o bölgedeki halkın psikolojisini bozup savaşamayacak hale getiriyorlarsa, bizim de bunların 2028’den daha fazla yaşamayacaklarını sürekli hatırlatarak psikolojik harp yürütmemiz gerektiğine inanıyorum. Çünkü psikolojik olarak yenilmiş bir insan hareketlerini kontrol edemez ve elinde hangi silah olursa olsun savaşamaz. Ayrıca, ağızdan çıkan her sözün dua yerine geçtiğini düşünürsek, belki sürekli bunu dile getirmemiz dua yerine geçer de bu terör devleti 2028’e bile varmadan, Allah’ın izniyle, bir an önce yok olur gider.

Görüşmek dileğiyle.  

M. Emrullah ÜNAL

0 YORUMLAR

    Bu KONUYA henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz...
YORUM YAZ