Türk Lirasına Güven Nasıl Sağlanabilir?
Yatırım yapma güdüsü insanoğlunun yakın bir tarihte kazandığı bir alışkanlık değildir. İnsanlar, tarih boyunca emeklerinin karşılığı sonucunda elde ettikleri varlıkları, kimi zaman değerini koruması, kimi zaman değerini arttırması, kimi zaman da geleceğini güvence altına almak için ekonomik değeri olan çeşitli araçlara dönüştürme yolunu izlemişlerdir. Bu araçlar, çeşitli senetler; araziler; binalar; ticaret ortaklıkları; altın, gümüş hatta deniz kabuğu gibi para olarak kullanılma özelliği olan varlıklar; diğer değerli taşlar ve daha birçok varlıktan oluşmaktadırlar. Komünal hayat süren kabileler de bile kaya parçaları, değerli ağaç kabukları gibi varlıklar çok yakın zamanlara kadar değer biriktirme aracı olarak kullanılmaya devam edilmişlerdir.
Ancak altın ve gümüş, tüm bu varlıklar arasında tarihin neredeyse her zamanında, para işlevinin yanında yatırım aracı olarak kullanılma özelliğini korumuşlardır.
Günümüzde, her ülke egemenlik (beylik) hakkına dayalı olarak kaydi para basmaktadır. Ancak bu paraların pek azı çeşitli sebeplerle insanların nazarında değer görürken, büyük bir kısmı da ne insanlar tarafından değer görmekte, ne de bulunduğu ülkenin sınırları dışında ekonomik ilişkilerde aracı olma özelliğini sürdürebilmektedirler. Hatta bu paraların çoğunluğu, kendi milletleri tarafından bile değer saklama-biriktirme aracı, yani yatırım aracı olarak görülmemektedirler. (Günümüz kaydi paralarının husule geliş süreci hakkında çok sayıda yazı ve kitap yazıldığı için burada bundan bahsetmeyeceğiz. Konu hakkında yazılan binlerce yazı, yüzlerce kitap basit bir internet aramasıyla bulunabilir.)
Malesef, ülkemiz parası olan Türk Lirası da bu büyük çoğunluk içerisindedir. Ülkemiz insanı tarafından Türk Lirasına olan güven yok denecek kadar az durumdadır. İnsanımız, elinde kalan Türk lirasını vakit kaybetmeden başka yatırım araçlarına dönüştürme yoluna gitmektedirler. Bu, yeni ortaya çıkmış bir durum değildir. 1600'lerin başından beri, Devletimizde yaşanan gerileme süreci, durumu ne yazık ki buraya kadar getirmiştir. Yüzyıllardır süregelen, siyasi, politik, bürokratik ve ekonomik adımlardaki başarısızlıklar devletimizin kullandığı paraların değerini belirlemiştir. Bu süreç maalesef ki, kesintisiz bir şekildedir kötü yönde ilerlemiştir. Gelinen noktada, Türk lirasına olan güvenin kısa ve orta vadede iyi duruma gelmesi ise zor gözükmektedir. Bu ahvalde, Devletimizin, geleceğini teminat altına alması için çıkış yolları üzerine adımlar atması gerekmektedir.
İçinde bulunduğumuz çağ, her olayın hızla başka olayları tetiklediği, olguların iç içe geçip birbirinde gizlendiği, metanın insanlar eliyle yeni şekiller aldığı, kısacası eşya ve hadisenin farklı alanlarda insanlar eliyle yeni çığırlara sürüklendiği dinamik bir ortamı doğurmuştur. Bu dinamik ortam, finansal araçları da bünyesinde barındırmaktadır. Günümüz ekonomilerinde türlü sayıda ekonomi enstrümanı bulunmaktadır. Bu enstrümanların sayısı, teknolojinin ivme kazanması ile hızlanarak artmaktadır. Dijital paralar, türev ürünler, akıllı sözleşmeler, çok taraflı ve çok zamanlı kontratlar... Bu ürünler ile birlikte insanlığa bambaşka bir dünyaya adım attırılmaktadır. Ekonomi tarihi demek bir bakıma insanlık tarihi demektir. Çünkü ekonomi, hemen her zaman ya hadiselerin medarı olmuş ya da onların içinde hapsolmuştur.
Adım atılan bu yeni dünyada, Türk Devleti'nin yere sağlam basabilmesi için bu yenilikleri kendi lehine kullanabilme kabiliyetini geliştirmesi gerekmektedir. Riyaset, çağın getirdiği fırsatları, zayıf yönlerini güçlendirmek için değerlendirmeli ve yaşadığı zorlukların bir kısmını bu fırsatlar sayesinde aşmalıdır.
İşte bu noktada, Türk Lirasına olan güvenin ekonomide bıraktığı tahribattan kurtulabilmek için Türk'ün Devleti yeni yatırım araçlarını halkın hizmetine sunmalıdır. Tarih boyunca en sağlam yatırım araçlarından biri olan, belki de en sağlamı olan altının- günümüzde para olma özelliği kullanılmasa da- para olma özelliğini tekrar ateşleyerek, çağın getirdikleriyle harmanlayıp yeni bir yatırım ve mübadele aracı üretip, ürettiğimiz bu aracı halkımızın hizmetine sunabiliriz. Bugün nasıl Amerikan doları konvertbil olma gücünü petrolden alıyorsa, biz de bugünden başlayıp yeni bir varlık üreterek onu saygın konuma getirebilir, gücünü altından almasını sağlayabiliriz. Bu varlığı elde etmek için yalnızca altın veya Türk Lirası gerekirse, bu varlık Türk Lirasının alternatifi değil, onun destekçisi olabilir; milletimiz, varlıklarını faizde, dövizde, sanal ortaklıklarda ve başka üretken olmayan kanallarda değil kendisiyle doğrudan sermaye yatırımı yapılabilen, mübadelelerde kullanılabilen, yatırım aracı olarak değerlendirilebilen, Türk malı ve Türk'ün dünya sahnesinde elini güçlendirecek bir enstrüman halini alabilir. Eğer bu yeni enstrümanın, yalnız bazı dijital tabanlarda çalışmasına izin verilirse, hem değeri daha rahat korunmuş olur hem de gözetimi ve hesabı daha kolay sağlanır. Örneğin bu varlığın sadece Kamu Vatandaş İşbirliği Projelerinde (KAVİ), noterdeki araç mübadelelerinde, kamu ihale hakedişlerinde, vergi borcu ödemelerinde kullanıldığını düşünün. Bu durumda bu araç son derece değerli hale gelecek, arzının yalnızca Türk Lirası ve altın ile olması sebebiyle hem Türk Lirası talebi artacak, hem de yastık altındaki altınlar ekonomik sirkülasyonun içine güvenli bir şekilde sokulabilecektir.Yazımızın devamı gelecektir...
Görüşmek Dileğiyle…
Osman BATUR
0 YORUMLAR
Bu KONUYA henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz...